Tahir Elçi ‘Daha ne olsun ki; zaten her gün ölüyoruz. Öleceksem Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim.’Tahir Elçi, ölümünden bir gün önce arkadaşına böyle demiş: Öleceksem Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim
Diyarbakır Barosu’nca yayımlanan ‘Baro Bülteni’ dergisinin son sayısı Tahir Elçi için özel olarak hazırlandı. Özel sayıda Elçi’nin yaşamı, çalışmaları ve arkadaşlarının kendisiyle ilgili yazılarına geniş olarak yer verildi. Baro avukatlarından Nahit Eren, Elçi’nin, ‘Öleceksem Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim.’ dediğini kaleme aldı ve son sayıda bu yazısına yer verildi.
Tarihî ‘yi korumak isterken katledilen Diyarbakır baro Başkanı Tahir Elçi‘nin ölümünün üzerinden iki ay geçti. Cinayetle ilgili soruşturmada her geçen gün skandallar çıkarken, baro avukatlarından Nahit Eren, çarpıcı bir bilgiyi paylaştı. Ölümünden bir gün önce görüştüğü yazan Eren Tahir Elçi’nin bu sözlerine yer verdiğini “Öleceksem Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim.” dediğini söylediğini yazdı
Diyarbakır Barosu’nca yayımlanan ‘Baro Bülteni’ dergisinin son sayısı Tahir Elçi için özel olarak hazırlandı. Özel sayıda Elçi’nin yaşamı, yaptığı çalışmalar ve yakın arkadaşlarının kendisiyle ilgili çok sayıda yazılarına yer verildi. Elçi’nin ölmeden önce yaptığı basın açıklamasının da bulunduğu bültende avukat Nahit Eren, ölümünden bir gün önce Elçi ile aralarında geçen konuşmayı yazdı. Eren yazısında Elçi ile ölümünden bir gün önce görüştüğünü belirterek şunları aktardı “Toplantı için baroya gitmiştik. Büyük bir heyecanla yapılacak basın açıklamasından bahsetmiş ve katılma davetinde bulunmuştu. Aniden ayağa kalkmış cep telefonundaki Dört Ayaklı Minare fotoğraflarını bize göstererek, ‘Adeta gözdağı verircesine minarenin topuklarına sıkmışlar. Bugün topuklarına kurşun sıkanlar, yarın tamamına ne yapmaz ki?’ dedi.
Kendisine yer ve zaman itibarıyla açıklamanın sıkıntılı olabileceğini dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Ani bir tepkiyle dönerek, ‘Neden öyle düşünüyorsun? Tarihî eserler için gidiyoruz. Ne olabilir ki?’ diye sordu. Ben de ‘Başkanım Sur’un durumu malum. Gideceğiniz yer belli. Sokağın ilerisinde hendeklerin olduğunu biliyorsunuz. Her an çatışma her yerde ihtimali olan yerlerden biri ve çatışma anında istenmedik sonuçlar, ölümler gelişebilir.’ dedim. Gülümseyerek, ‘Daha ne olsun ki; zaten her gün ölüyoruz. Öleceksem De Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim.’ deyivermişti. Tahir Elçi bunun sonuçlarını göze alarak o gün oradaydı.”
Beştaş: Jitem Sorgu Merkezinde Çorabını Bana Verdi
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ise Tahir Elçi ile 1993’te birlikte gözaltına alındıklarını belirterek şunları kaydetti: “16 avukat JİTEM sorgu merkezine alındı. Tahir, JİTEM tarafından mensuplarınca alınmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) göndereceği dosyalar de suçun delilleri idi. Aralık ayının soğuk günleriydi. Çok üşüdüğümü sesimden anladı. Riski göze alarak bekçiden çorabı bana vermesini istedi. Bir gün sonra çorap gelmişti, sıcacıktı. 25 günlük cehennemde unutamayacağım duygulardan birini yaşadım.”
‘Defalarca Tehdit Aldı’
Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Hakim Orhan Gazi Ertekin ise Tahir Elçi’nin defalarca tehdit edildiğini belirterek yazısında şunları yazdı: “Üniversitede devletin baskılarına karşı yapılan protesto eylemlerine katılmış ve Hanefi Avcı tarafından sorgulanmıştı. Hanefi Avcı’nın ‘Simon bir günde konuştu, sen hâlâ konuşmuyorsun!’ diyerek nasıl öfkelendiğini anlatmıştı. Hanefi Avcı’nın işkencede kullanmadığı yöntem kalmamış ama Tahir’in direnci kırılmamıştı. Defalarca tehdit aldı. Ama işini yapmaya devam etti.”
zaman
Tahir Elçi ‘Daha ne olsun ki; zaten her gün ölüyoruz. Öleceksem Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim.’ haberini Haber Gri adresinden okuyabilirsiniz