İstanbul Sarıyer’deki terör operasyonunda polis kurşunuyla vurulan Dilek Doğan’ın ailesi, olay anına ait çıkan görüntülerin kamuoyunun algısı açısından önemli olduğunu düşünüyor. Ağabey Mehmet Doğan, “Görüntüler çıkmasaydı kız kardeşim bir kesim tarafından terörist muamelesi görmeye devam edecekti.” diyor. Mehmet Doğan, savcının elinde bulunan delillere ve görüntülere rağmen polisin tutuksuz yargılanmasına tepki gösteriyor.
Terör örgütü DHKP-C’ye yönelik 18 Ekim’de yapılan operasyonda, Doğan ailesinin Sarıyer’e bağlı Küçükarmutlu Mahallesi’ndeki evlerinde de arama yapıldı. Polisin eve ayakkabı ile girmesi üzerine Dilek Doğan galoş giymelerini isteyerek, tepki gösterdi. Gerginliğin artması üzerine Özel Harekât polis amiri Y.M.’nin silahı ateş aldı. Ailenin tek kızı Dilek Doğan, polisin silahından çıkan kurşunla vuruldu. Hastanede tedavi altına alınan genç kız, 25 Ekim’de hayatını kaybetti. Doğan ailesinin evinde yaşananlara ait görüntüler, iddianameye girdi.
Tokat gibi cevap
Dilek Doğan’ın ölümüne neden olduğu öne sürülen Y.M. hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” ve “kamu görevlisine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak” suçlarından 20 yıldan 26,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Zaman gazetesi haberine göre Dilek’in ağabeyi Mehmet Doğan, olay görüntülerinin iddianameye girmesini olumlu bulduklarını ifade etti. Ağabey Doğan, görüntülerin aileyi terörize etmek isteyenlere tokat gibi cevap benzetmesi yaparak şunları söyledi , “Avukatlar bizden ‘bu görüntüleri basına vermek istiyoruz, herkes görsün’ diye izin istedi. Biz de kendimizden emin olduğumuz için ‘yayınlayabilirsiniz’ dedik. Bizim gizli saklı hiçbir şeyimiz yok. Polisin, dediği gibi çatışma ya da herhangi bir şey yok. Eğer bu görüntüler medyada yayınlanmasaydı ailem ve kız kardeşim terörist muamelesine maruz kalmaya devam edecekti.” şeklinde konuştu.
Ağabey Doğan görüntülerin davanın seyrini değiştirip değiştirmeyeceğine ise şüpheyle yaklaşıyor. Devletin kendi görevlisini korumasından endişe ettiklerini altını çizen Mehmet Doğan “Savcının elinde bu kadar delil olmasına, görüntülere, kamuoyunun tepkisine rağmen o polis halen tutuklanmıyor. Bu da bizim şüphelerimizi artırıyor.” şeklinde konuştu. Ağabey Doğan, bu davanın akıbetinin daha öncekiler gibi olmaması temennisinde bulundu: “O görüntüleri her izlediğimizde, Dilek’in resmini her gördüğümüzde o olayı yeniden yaşıyoruz. Ali İsmail’i, Berkin’i, Hasan Ferit’i sokakta vurdular, bahane üretiyorlar. Benim kardeşimi kendi evine girip vurdular. Daha ne yapacaklar yani?”
Dilek’ten ‘Her gece yatağa girdiğimde bugün polis gelir mi acaba diye düşünüyorum.’
Doğan ailesine yönelik polis baskınları geçmişte de yapılmış. Baba Metin Doğan’ın Küçükarmutlu’da bir otobüsün kundaklanmasıyla ilişkilendirilip tutuklu olarak yargılanmaya başlamasıyla eve yönelik polis baskınları da sürekli hale gelmiş. Metin Doğan, bu davadan geçen yıl beraat etti. Anne Aysel Doğan, eşinin 1996’da cezaevine gönderilmesinin ardından evlerine sürekli polis baskınlarının yapıldığını şöyle anlatıyor: “Metin’i aldıkları günden sonra, kaç kere polis geldi bilmiyorum. Dilek polis baskınlarıyla büyüdü. Ölümünden 2-3 hafta önce ‘Anne ben bıktım. Ben bu evden çıkıp gitmek istiyorum. Her gece yatağa girdiğimde bugün polis gelir mi acaba diye düşünüyorum. Beynime işledi artık, bıktım.’ demişti.”
Doğan’dan’Görüntüler çıkmasaydı Dilek bir kesim tarafından terörist muamelesi görmeye devam edecekti’ haberini Haber Gri adresinden okuyabilirsiniz