Muharrem ayı 14 ekimde başladı. Muharrem orucu 2015 ne zaman tutulur ? 2015 Aşure Günü hangi gün ? Muharrem ayı orucu tutmanın önemi nedir ? İslam’da Muharrem ayının 10. günü aşure günü olarak geçer. Bu yıl Muharrem ayı ve Aşure günü ne zamana denk geliyor ? Muharrem Ayı ve Aşure Günü tarihi ve önemi haberimizde…
Aşure günü; Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. İslam inancında bu günde birçok önemli olay meydana geldiğine inanılır ve bu güne kıymet atfedilir. Muharrem ayında oruç ibadeti de yapılır. Aşure günü her sene Muharrem Ayının 10. günü anılır. Muharrem Ayının başlangıcı 14 Ekim, Aşure günü ise 23 Ekim’e denk gelmektedir.
Aşure günü her sene Muharrem Ayının 10. günü kutlanır. Bu sene Ekim ayı içerisinde kutlanacak olan Aşure günü ile ilgili Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur; ” Aşure Günü zerre kadar sadaka veren, Uhud dağı kadar sevaba kavuşur.”
Aşure Günü’nün Farklı Kültürlerdeki Yeri
Şiî inancında Aşûre Günü’ne, diğer İslam mezheplerinin atfettiği önemin dışında bir önem verilir. İnanca göre Şiîlik’te önemli bir figür olan İslam peygamberi Muhammed’in torunu İmam Hüseyin Kerbelâ’da muharrem ayının onuncu gününde şehit edilmiştir. Muharrem ve Safer aylarını matem ayları olarak kabul ederler. İki ay boyunca düğün ve benzeri eğlenceler yapılmaz, mâtem günlerinde taziye meclisleri düzenlenerek mersiyeler okunur, ihsan yemekleri verilir. Bazıları için her ayın onuncu günü Aşuradır; kelime Muharrem ayında işlenen Hüseyin cinayetinden sonra tutulan geleneksel yasın diğer adı olarak yerleşmiştir. Türkiye’deki en büyük anma merasimi İstanbul Halkalı’daki Aşura Matem Merasimi’nde yapılır. Bu tören Aşura gününü en iyi şekilde anlatması yönünden UNESCO tarafından en iyi Aşura Merasimi seçilmiştir; ayrıca törende yapılan Aşura tiyatrosunun ve izleyicinin sayısı bakımından da Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olmuştur. Anadolu’da çeşitli hububatlardan pişirilen, Aşure Nuh tufanı ile ilgili bir rivayet dolayısıyla yapılır. Rivayete göre gemidekilerin yiyecekleri tufan boyunca bitmiş, erzak çuvallarının dibinde kalan az miktardaki yiyecekler tek bir kazan içerisinde birleştirilerek yemek yapılıp yenmiştir.
Alevîlerde, Hüseyin’in Kerbelâ’daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar’ın acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Mâtemi tutulur. Muharrem Matemi’nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemektir. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak Mâtem Orucu’nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, kötülük ve katliamların bir daha olmaması adına anmak ve unutmamaktır. Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin’in kurtulması ve Ali’nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah’a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter. 12 gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.
AŞURE GÜNÜ NELER OLDU?
1- İslam peygamberi Hz. Muhammed’in torunu ve aynı zamanda Hz. Ali’nin oğlu olan Hz. Hüseyin ve beraberindeki 72 kişi Kerbela’da Yezid’in ordusu tarafından katledildi.
2- Hz. Adem’in işlediği günahtan sonra tövbesinin kabul edilmesi.
3- Hz. İdris’in göğe yükseltilmesi.
4- Hz. Nuh’un gemisinin tufandan kurtulması.
5- Hz. İbrahim’in ateşte yanmaması.
6- Hz. Yakub’un oğlu Hz.Yusuf’la kavuşması
7- Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi.
8- Hz. Musa’nın Kızıldeniz’i ikiye bölmesi.
9- Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulması.
10- Hz. İsa’nın Doğumu ve ölümden kurtulup göğe yükselmesi.
Muharrem Ayı Orucu
Muharrem ayının İslam tarihinde belli başlı üç önemli özelliği vardır. Birincisi oruç, ikincisi Hicrî takvimin başlangıcı olması, diğeri de Hz. Hüseyin ve evlatlarının Kerbela’da şehit edilmesidir.
Muharrem ayında tutulan oruç tarihi seyri yönüyle de bir özellik taşıyor. Peygamberimiz Medine’ye hicret ettikten sonra Medine’de yaşayan Yahudilerin oruçlu olduğunu öğrendi. O gün Muharrem ayının 10. günü Aşura günüydü. “Bu ne orucudur?” diye sordu. Yahudiler, “Bugün, Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.), bir şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Peygamberimiz onlara, “Biz, Musa’nın sünnetini yaşatmaya sizden daha çok yakınız ve hak sahibiyiz” diyerek kendisi ve Müslümanlar o gün oruç tuttular. O yıl henüz Ramazan orucu farz olmamıştı.
Fakat ertesi sene Ramazan orucu farz kılınınca Müslümanların oruç ayı Ramazan oldu. Aşura günü orucu konusunda ise Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı, “İsteyen tutar, isteyen tutmayabilir” dedi. Böylece bu oruç, müstehab bir oruç olarak kaldı. Bilgin sahabilerden İbni Abbas’ın rivayet ettiği bir hadiste de ifade edildiği üzere, bir karışıklığa meydan vermemek ve Yahudilere benzememek için Aşura gününden önceki günle sonraki gün ilave edildi, böylece üç gün oruç tutmak sünnet olarak uygulanır oldu. Dolayısıyla ne Peygamberimiz, ne Sahabiler, ne mezhep imamları ve müctehidler, ne de daha sonraki İslam âlimleri Muharrem ayının ilk on günü oruç tutulması konusunda bir beyanda bulunmamışlardır.
Bunun dışındaki bir uygulamanın İslam ibadet tarihinde bir yerinin ve kaynağının olmadığını söylemek gerekir. Muharrem ayının İslam tarihinde bir takvim başlangıcı olması, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde tespit edilmiş, o tarihten bu yana pek çok İslam ülkesince kullanılagelmiştir. 1 Muharrem’in Hicrî yılbaşı olması, Noel kutlaması gibi bir geleneği olmamakla beraber, yılın ilk günü olması açısından bir önemi de bulunmaktadır. Kur’ân’da ise Muharrem’in ayının farklı bir özelliğinden söz edilir.
Tevbe Sûresinde (âyet:36), “Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah’ın yazdığı şekilde, on ikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır, dosdoğru hesap işte budur” şeklinde bildirildiği gibi, bu dört aydan biri de Muharrem ayıdır. Haram ayları, değerli, ünemli ve bu yönüyle de farklı özelliği olan aylardır ve o aylara karşı saygılı olunması bildirilmiştir. Peygamberimizin ifadesiyle “Şehrullahi’l-Muharrem- Allah’ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, bollaştığı bir aydır. Allah’ın ayı, günü, yılı olmaz, ama Allah’ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde bildirilmiştir. Muharrem ayının peygamberler tarihinde de ayrı bir yeri vardır.
Başta Hz. Adem olmak üzere, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. Yakub, Hz. Yusuf, Hz. Eyyub, Hz Yunus ve Hz. İsa gibi peygamberler Aşura günü, özel olarak bazı nimetlere ermişler, bazı sıkıntılardan kurtulmuşlardır.
Bu yünüyle bir yıl dünümü kabul edilmektedir. Hz. Hüseyin (r.a) ve evlatlarının hunharca şehit edilmesi meselesine gelince, esas itibariyle şehitler mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır, Yüce Allah’ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kaderî hükme boyun eğen her mü’min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları onu birtakım taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir “yas merasimi” haline dönüştürmek sünnetin ruhuna uygun düşmemektedir.
Aşure Ne İle Yapılır?
Aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günü yapılan tatlı. İslami inanca göre Muharrem ayının onuncu günü Nuh, Büyük Tufan’dan sonra karaya ayak bastığında elinde kalan son malzemelerle bu tatlıyı yapmıştır.
Malzemeler
Aşurenin belirli bir tarifi yoktur. Bölgeler arasında farklıklar gösterir.
Geleneksel olarak en az 7 maddeden oluşması gerektiği söylenir. Bazıları adından dolayı 10 madde ile yapılması gerektiğini söyler. Aleviler ise hep 12 madde kullanarak aşure yapar.
Temel olarak su, buğday, nohut, toz şeker, fasulye, pirinç kullanılarak yapılır. Süsleme amacı ile ceviz, çam fıstığı, badem, nar, susam ve tarçın gibi kuruyemiş, meyve ve baharatlar kullanılır. Tarifi hiçbir hayvansal ürün içermemesi itibariyle vegandır.
Aşure Türkiye’nin mutfak geleneğinin yanı sıra çevredeki ülkelerin çoğunda, Hristiyan ve Yahudi kültürlerin bir parçası olarak da çeşitli isimler altında hazırlanmaktadır.
Ermeni ve Rum kültüründe de vardır. Ermeniler, 6 Ocak’ta “anuş-abur” yaparken; Rumlar, buğday, kuru üzüm ve bal ile yaptıkları “koliva”yı kilise kapısında dağıtıp ortasına bir mum diktikleri bir tabakla mezarın başına yerleştirmektedirler.
Alevi kültüründe, Kerbela Savaşı’nda Hüseyin’in öldürüldüğü günde aşure pişirilmesi ile aşurenin hiçbir hayvansal ürün içermemesi arasında bağlantı kurulur ve şiddetin genel olarak protesto edildiği ifade edilir. Aleviler, her sene aşurelerini pişirip konu komşu ile paylaştıkları Muharrem ayında 12 gün boyunca etin tüketilmediği bir oruç tutarak öldürmenin her türlüsünün (besin için kesilen hayvan dahil) şiddet olduğunu idrak ederler.
Muharrem Ayı 14 Ekim’de Başladı – Muharrem Ayı Orucu Nedir? – 2015 Aşure Günü Ne Zaman? haberini Haber Gri adresinden okuyabilirsiniz